İtikad

Tevhid

 

Giriş:

 

Şirk bağışlanmayacak kadar büyük bir günahtır :

 

  • „ Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı, O Rahmân’a çocuk isnad ettiler diye…” 19-MERYEM Sûresi 90-91 ayetler
  • „ Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını (şirk’i) bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.” 4-NİSA Sûresi 116. ayet

 

Müşriklerin Allah İnancı/Telakkisi:

 

  • ‘Onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan ‘Allah’ diyecekler.’

10-Yunus Suresi, 31. ayet

Şirk koşmanın sebebi: Allah’ı gereği gibi takdir edememek:

 

  • ‘Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler/değerlendiremediler.’ (6/Enam Suresi, 91)
  • ’Onların çoğu, zandan başka bir şeye tabi olmamaktadırlar; oysa zan, hiçbir şekilde hakkın yerini tutamaz. Allah, onların yaptıklarına elbette hakkıyla vakıftır.’’ 10/36 (6/148 ; 10/60 ; 11/27)
  • Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” dendiği vakit de: “Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.” dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar? (Bakara suresi 170)
  • Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece “zann”a uyarlar ve saçmalarlar.(6/116)
  • ‘Onlar ancak zanna uyarlar ve nefislerinin hevalarına ’(53/23)

 

1) Hüküm koymada şirk:

 

  • Andolsun biz her ümmete „Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının” diye tebliğ etmesi için bir peygamber gönderdik.Böylelikle onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

16/Nahl Suresi, 36. ayet.

  • Yaratma ve emir Allah’ındır. 7/Araf Suresi 54. ayet
  • Onlar cahiliyye hükmünü mü arıyorlar. İyi bilen bir toplum için Allah’tan daha iyi ve güzel hüküm veren kimdir? 5/Maide 50. ayet
  • Allah hükmünde kimseyi kendisine ortak yapmaz. 18/Kehf Suresi 26. ayet

 

Bir insana şöyle dense: Sen bizim muhtarımızsın. Fakat mühür sende değil daima şu adamda bulunacak. Köyümüzde hangi işlerin nasıl yapılacağına sen karışmayacaksın… Bütün bunları yapacak filan görevlilerimiz var. Ama sen yine de bizim muhtarımızsın..’ nasıl karşılık verir. Beş paralık bir yetki sahibi dahi böyle bir muhtarlığı, valiliği kabul etmezken, Allah böyle bir ilahlığı, böyle bir rablığı kabullenir mi dersiniz?

Allah insanların hayatlarına, düzenlerine karışmayacak da kim karışacak?

 

  • Hükümdar dedi ki: “Onu (Yusuf’u) bana getirin.” Ona elçi geldiğinde (Yusuf): “Efendine (rabbine) dön de sor: Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir.”

 

  • Onlar Allah’ı bırakıp bilginlerine ve rahiplerini rabler edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başkasıyla emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir.(9/31)

 

  • (Firavn:) “Sizin en yüce rabbiniz benim” dedi. 79/24

 

2) Yardım beklemede şirk:

  • Yardım görürler umuduyla, Allah’tan başka ilahlar edindiler.(36/74)
  • Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarıp-yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun.(26/213)
  • Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: “Ya onlar, hiç bir şeye malik değillerse ve akılda erdiremiyorlarsa.” De ki: “Şefaatin tümü Allah’ındır. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra O’na döndürüleceksiniz.”(39/43-44)

 

 

3) Aracı koymada şirk:

  • İyi bil ki, halis din yalnız Allah´ındır. O’ndan başka veliler edinenler şöyle derler: “Biz bunlara, sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz“. Süphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri şeyde hükmünü verecektir. Allah, yalancı, nankör (inkarcı) insanı doğru yola iletmez. (Zümer suresi, 3. ayet)

 

Allah’a kul olabilmek için aracılara ihtiyaç yoktur.

Allah ile kendi arasında bir vasıta ve şefaatçiyi kabule kendisini mecbur bilen adam, yâ zanneder ki Allah, kulunun istediğini bilmiyor.. Yahut kendi uzaklarda olduğundan işitmiyor da böyle bir vasıtaya muhtaç oluyor… Bir hükümdarın, kabul etme istemedigi dileği vezir ve memurlarının tesiriyle kabul ettigi gibi. Dünya büyüklerinin idarelerinde mecbur oldukları gibi. Böyle fâsid ve batıl zanlara kapılan adam bilmiyor ki, padisah bu vasıta ve müsavirlere muhtaçtır..” (Ímam Birgivi)

 

Yüce Rabbimiz, ‘(Ey Muhammed) kullarım sana beni sorarlarsa (bilsinler ki) ben şüphesiz (onlara) yakınım. Benden isteyenin duasını kabul ederim’ diye buyurmuştur (Bakara; 186). Yine Kaf suresinin 16. ayetinde de ‘Ona şah damarından daha yakınız’ diye buyruluyor.

 

 

Asrı Saadetteki hassasiyete örnekler:

  • Asrı Saadetteki müslümanların bu konularda ne kadar hassas olduğunu göstermek için bazı örnekler: Hurafeye asla yer vermeyen Ömer, altında Rasulullaha (a.s) biat edilen ağacı, halkın bölük bölük ziyarete gittiklerini duyunca kökünden kestirmişti. Çünkü bu ağaçta bir kutsiyetin varlığına inanarak ziyaret ediyorlardı. Hz. Ömer, ağacı hemen kestirmekte tereddüt etmemiştir.
  • Ebu Bekril Hallaf diyor ki: “Kolunda, sıtmadan kurtarır inancıyla bir şey bağlı olan adamı Ebu Hüzeyfe görünce: Eğer bu bağ kolunda iken ölürsen, cenaze namazını kılmaktan vazgeçerim, dedi.”
  • Ebu Bekri Tarsusi şöyle diyor: “Bakınız ey Allah’ın rahmetine nail olan müminler! İnsanların iyilik, kötülük, şifa, medet umdukları taşları, ağaçları görürseniz kırınız.”